Stratejik Deniz İkmal Kabiliyeti (Strategic Sealift Capability) askeri teçhizatı, malzemeleri ve personeli deniz üzerinden uzak menzillere ve büyük miktarlarda taşımak için gemilerin kullanılması anlamına gelir. Taktik Deniz İkmal Kabiliyeti ise daha kısa mesafelerde, genellikle asker ve teçhizatın aynı gemide doğrudan muharebe bölgesine taşındığı amfibi çıkartma harekatları gibi operasyonlar sırasında kullanılan kabiliyetlere verilen isimdir. Stratejik deniz ikmal kabiliyeti, bir ülkenin veya askeri örgütün güç yansıtma kabiliyetlerinin önemli bir bileşenidir. Günümüzde uçaklar çok daha hızlı, büyük ve (havada yakıt ikmali sayesinde) küresel menzile sahip olsalar bile, stratejik deniz ikmali için kullanılan kargo gemileri, büyük zırhlı birlikler başta olmak üzere nakliye uçaklarının taşımakta zorlanacağı her türlü askeri yükün güven içinde hedeflerine aktarılmasında önemli rol oynarlar.
Tarihsel olarak ABD, 20. Yüzyılın en önemli stratejik deniz ikmal operasyonlarını yürüten ülke olmuştur. 1917’de 1. Dünya Savaşı’na, 1941’de 2. Dünya Savaşı’na katıldıktan sonra, her iki savaşta da yoğun Alman denizaltı saldırılarına karşın Amerikan askeri ve sivil taşımacılık filosu, savaş tarihinin en büyük deniz ikmal harekatlarını toplamda %10’un altında kayıpla başarıyla tamamlamıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında, Atlantik cephesine ek olarak Pasifikte de Japon İmparatorluğu’na karşı adadan adaya sıçrayan ABD Deniz Piyadeleri, donanması ve hava kuvvetlerinin ikmali tamamen denizden yapılmış ve bu cephede de savaş, 2 Eylül 1945’te Japonya’nın teslim olmasıyla başarıyla tamamlanmıştır.
Soğuk Savaş boyunca ABD ve NATO ittifakı genel olarak Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı karşısında deniz üstünlüğünü elinde tutmuştur. Sovyetler Birliği’nin kıtasal boyutta bir kara ülkesi olması ve okyanuslara açılan uygun limanlarının azlığı, deniz ikmalini ikinci plana düşürmüştür.
Günümüzde, ABD’nin küresel askeri güç yansıtma operasyonlarının %95’nin nakliye ve ikmali denizden gerçekleşmektedir. Bu nedenle ABD Donanması, Askeri Deniz İkmal Komutanlığı (Military Supply Command -MSC) aracılığıyla büyük bir deniz ikmal kapasitesine sahiptir. ABD Donanması Askeri Deniz İkmal Komutanlığı, ABD Donanması gemilerini ikmal eden, özel görevler yürüten, dünya çapında denizde stratejik olarak muharebe kargolarını önceden konumlandıran ve konuşlandırılmış ABD kuvvetleri ve koalisyon ortakları tarafından kullanılan askeri kargo ve malzemeleri taşıyan yaklaşık 125 sivil mürettebatlı gemi işletmektedir.
ABD kabiliyetlerinin de dahil olduğu NATO deniz ikmal kabiliyetleri ise temelde ortak kaynak kullanımına dayanır. İttifakın deniz ikmal kabiliyet eksikliklerinin gündeme geldiği 2002 Prag Zirvesi ardından bir grup NATO üyesi ülke, ticari olarak işletilen nakliye gemilerine erişim sağlamak için kaynaklarını bir araya getirerek İttifaka kuvvet ve teçhizatı deniz yoluyla hızlı bir şekilde taşıma kabiliyeti kazandırmıştır. Çok Uluslu Deniz İkmal Yönlendirme Komitesi (Multinational Sealift Steering Committee -MSSC), NATO’nun deniz ikmal yeteneklerini koordine eder ve on bir Müttefikten oluşur (Hırvatistan, Danimarka, Fransa, Almanya, Macaristan, Hollanda, Norveç, Portekiz, Slovenya, Türkiye ve Birleşik Krallık). Bu ülkelerden bazıları NATO’nun ortak kaynak havuzuna tam zamanlı kiralama veya ulusal mülkiyetlerindeki gemiler de dahil olmak üzere ulusal kabiliyetleriyle katkıda bulunmaktadır. Diğerleri ise MSSC’ye, on beş adede kadar özel şirketlerce işletilen Ro/Ro (roll-on/roll-off) gemisinin ihtiyaç halinde NATO hizmetine girmesini sağlayan Garantili Erişim Sözleşmesini finanse ederek katkı sağlamaktadır. 2022 itibariyle, MSSC sayesinde ittifakın kullanabildiği Deniz İkmal Kabiliyet Paketi (Sealift Capability Package –SCP) on beş gemi içermektedir.
Günümüzde ise ABD’nin yeni karasal rakibi olan ve ekonomisi büyük ölçüde dışarıdan gelen enerjiye ve dışarıya ihraç ettiği mamul ürünlere bağlı olan Çin, özellikle Güney Çin Denizi ve Malacca Boğazı gibi yerlerde ABD ile askeri rekabete girerken, Afrika ve Latin Amerika’ya yönelik artan ticari ve askeri ilgisine paralel olarak deniz ikmal kabiliyetini de geliştirmektedir. Sovyetler Birliği’nin aksine, bir kara ülkesi olmasına rağmen deniz yolları ve ikmali üzerinde hayati çıkarları olan Çin’in, donanmasının sahip olduğu nakliye gemilerine ek olarak savaş zamanında el koyarak kullanabileceği büyük bir sivil ticari filosu vardır. Bu kaynakların, Tayvan’ın işgali gibi bir senaryoda ilk dalgada 60.000 askeri teçhizatı ile birlikte Tayvan Boğazı’nı geçirebileceği düşünülmektedir. Ancak bu senaryo için Çin donanmasının gerekli taktik deniz ikmal kabiliyetine, yani birlikleri silah ve teçhizatlarıyla birlikte karaya çıkartacak amfibik çıkartma gemilerine ihtiyacı olacağı değerlendirilmektedir. Hal-i hazırdaki Çin donanma inşa programı, taktik kabiliyetlerden çok, Afrika gibi bölgelerdeki deniz aşırı askeri misyonları destekleyecek stratejik deniz ikmal kabiliyetlerinin geliştirilmesine öncelik vermektedir.
Daha fazlası için:
Okuma Önerileri
- Kitap: Shawn M. Callahan, The Impact of FASTSHIP and High Speed Sealift on Strategic Sealift, Bibliocholar, Kasım 2012.
- Konferans Tebliği: Florin Diaconu, “Strategic Sealift Capabilities: The Special Case Of The United States Of America”, Centre for Defence and Security Strategic Studies/“Carol I” National Defence University, December 9-10, 2021.
- Rapor: Bradley Martin ve Roland J. Yardley, Approaches to Strategic Sealift Readiness, Santa Monica, CA: RAND Corporation, 2019, https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR3049.html (Erişim Tarihi: 27 Kasım 2022).
İzleme Önerileri
- Film: Greyhound, 2020.
- Film: Thirteen Days (Yakın Tehlike), 2000.
- Konuşma: Bill McDonald, Strategic Sealift Briefing, National Defense Transportation Association (NDTA), 21 Temmuz 2021 https://www.ndtahq.com/strategic-sealift-briefing/ (Erişim tarihi: 18 Kasım 2022)
Dinleme Önerileri