Endemi, pandemi ve epidemi kavramları, bölgesel ya da küresel sağlık krizlerine yol açan ve halk sağlığı ile sağlık sistemlerine ciddi hasarlar veren bulaşıcı hastalıklara müdahale olarak tanımlanan sağlık güvenliğinin öncelikli gündem maddelerindendir. Bulaşıcı hastalıklar, görülme sıklığı ve yayıldığı bölgenin genişliği gibi etkenlere bağlı olarak sınıflandırılmaktadır. Bu doğrultuda bulaşıcı hastalıklar, endemi, epidemi ve pandemi olmak üzere üç ana grupta ele alınmaktadır.
Endemi, sınırlı bir coğrafi bölgede ya da toplumsal grupta görülen ve sabit bir bulaş oranına sahip bulaşıcı hastalıklara denir. Bu hastalıklar, belirli bir bölgeye özgüdür ve o bölgedeki insanların yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Örneğin, tropikal bölgelerde görülen sıtma, endemik bir hastalıktır ve bu bölgelerde yaşayan insanlar için sürekli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalık, yaşam alanı nemli ve sıcak bölgeler olan Anofel cinsi dişi sivri sineğin insanlar arasında hastalığa yol açan parazitleri taşıması sonucunda yayılır. Hastalığın belirli bölgeyle sınırlı kalmasının sebebi, söz konusu parazit taşıyıcı sivri sinek türünün belirli bir bölgede yaşam döngüsünü sürdürmesidir. Öte yandan, ekosistemin dengesini olumsuz etkileyen küresel iklim değişikliği, endemik hastalıkların çeperinin genişlemesine ve daha geniş coğrafyalara yayılmasına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra, bazı coğrafyalarda yaşanan savaşlar, ekonomik krizler, kuraklık ve sel gibi iklim değişikliği kaynaklı krizler de zorunlu kitlesel göçleri tetikleyerek, endemik hastalıkların sınırlarının genişlemesine neden olabilmektedir.
Endemik hastalıkların teşhisi kolay ve hastalığa müdahale ve hastalıkla mücadele konusunda izlenecek prosedürler net biçimde belirlenmiştir. Bununla birlikte endemik hastalıklara müdahale konusunda izlenen protokoller, hastalığa neden olan vektörlerin (taşıyıcıların) çeşidi, yaşam döngüsü ya da patojenlerin bulaş düzeyi gibi özellikleri dikkate alınarak farklılaşmaktadır. Örneğin, sıtma hastalığı ile mücadelede çevresel faktörlerin kontrolü, taşıyıcıların barındıkları bölgelerin ıslahı, aşılama, bölge halkı ve bölgeye seyahat edecek kişilerin sıtma karşıtı ilaçlar kullanması ve bireylerin yaşam alanlarının hastalık etmenleri gözetilerek tasarlanması gibi hastalığa özgü önlemler mevcuttur.
Bulaş sınırları itibariyle kısıtlanmış bir diğer bulaşıcı hastalık grubu da epidemilerdir. Epidemi, sınırlı bir bölgede biranda ortaya çıkan ve hızla yayılan akut halk sağlığı sorunlarına verilen addır. Endemiler genellikle belirli bir coğrafi bölgeyle sınırlı olup, bölgede belirli aralıklarla sürekli görülme eğilimindeyken, epidemik hastalıklar sınırlı bir bölgede ve kısa bir zaman diliminde bir anda yaygınlaşan, bulaşıcılığı daha yüksek hastalıkları tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Bu durum, mevcut bir hastalığın beklenmedik biçimde bir anda artışını veya bir bölgede yeni bir hastalığın ortaya çıkmasını içerebilir. Örneğin 2014-2016 yılları arasında Batı Afrika’da meydana gelen Ebola virüsü salgını epidemi olarak sınıflandırılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kısa sürede etki alanını genişleterek, ilk Ebola vakalarının görüldüğü Gine’den Liberya ve Sierra Leone sınırlarına ulaştığını belirtmiştir. Gine, Liberya ve Sierra Leone’de yoğun şekilde etkili olan ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan Ebola salgını, yerel sağlık sistemlerinin zayıflığı, yetersiz hijyen koşulları ve tıbbi kaynakların eksikliği gibi nedenlerle daha da kötüleşmiştir.
Bulaşıcı hastalıkların yayılımını ifade eden bir başka kavram da pandemidir. Pandemi, bir hastalığın birden fazla ülke veya kıtayı kapsayacak şekilde yayılması ve geniş bir nüfusu etkilemesi durumudur. Epidemiler sınırlı bir coğrafi bölgede beliren akut halk sorunlarıyken, pandemiler geniş coğrafyaları etkileyen ve kısa sürede küreselleşebilen akut halk sağlığı olaylarına işaret eder. Pandemi, genellikle yüksek bulaşıcılık oranına ve hızlı yayılıma sahip olan hastalıkları sınıflandırmak için kullanılan bir kavramdır. 14. yüzyılda ortaya çıkan Kara Veba salgını, halk arasında İspanyol gribi olarak anılan 1918 Gribi, 1980’lerin başında ortaya çıkıp dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne neden olan HIV/AIDS salgını ve 2019 yılında Çin’in Wuhan eyaletinde görüldükten sonra kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, pandemi olarak anılan yaygın etkili akut sağlık krizlerine örnek olarak verilebilirler.
Tablo 1: Endemi, Epidemi ve Pandemi Arasındaki Farklar
Halk sağlığını korumak için pandemiye müdahale ve pandemi etkenleriyle mücadele konusunda uluslararası iş birliği kritik öneme sahiptir. Bu çerçevede, ülkeler arası koordinasyonu ve hastalıkların yayılmasını önlemek için ortak çabaları destekleyen en önemli uluslararası düzenleme, bir DSÖ inisiyatifi olan Uluslararası Sağlık Tüzüğü (International Health Regulations – IHR)’dür. 1969 yılında yürürlüğe girdikten sonra 2005 yılında güncellenen tüzük, uluslararası halk sağlığı acil durumlarını yönetmek için küresel çerçeve sunar. Üye ülkeler, herhangi bir potansiyel pandemi tehdidi ortaya çıktığında uluslararası toplumu erkenden uyarmayı, tehdidin ölçeğini, bulaş oranını ve ciddiyetini raporlamayı, salgını kısıtlı bölgede çerçeveleyip geniş kitlelere yayılmasını önlemeyi ve bu konularda uluslararası iş birliğini taahhüt eder.
Yakın dönemde sağlık güvenliği konusunun küresel güvenlik gündeminin en tepesine yerleşmesine neden olan en ciddi akut halk sağlığı krizi COVID-19 pandemisi olmuştur. COVID-19’un küresel bir salgına dönüşmesi konusunda Çin hükümeti, pozitif vakaları DSÖ’ye raporlamasına rağmen, hastalığın ciddiyeti ve yayılma hızı konusunda gerçekçi bir tablo sunmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Hastalık kısa sürede Çin sınırlarını aşmış ve tüm dünyada geç kalınarak alınan sıkı karantina önlemleri, mal, hizmet ve bireylerin dolaşımını durma noktasına getirmiştir.
Sonuç olarak, pandemi, epidemi ve endemi, bulaşıcı hastalıkların yayılımın ve görülme sıklığına göre sınıflandırılmasına işaret eder. Endemik hastalıklar belirli bir coğrafi alanda sürekli görülürken, epidemiler daha hızlı yayılım gösteren ve sınırlı bir bölgede ortaya çıkan akut sağlık sorunlarıdır. Pandemiler ise birden fazla ülkeyi etkileyen ve yüksek bulaşıcılığa sahip hastalıklardır. Bu hastalıkların kontrolü, tanısı ve mücadelesi, çevresel faktörler, taşıyıcıların kontrolü, aşılama ve uluslararası iş birliği gibi çeşitli önlemleri içerir. COVID-19 pandemisi gibi küresel sağlık krizleri, uluslararası sağlık güvenliği konusunda daha fazla iş birliği ve koordinasyonun gerekliliğini göstermiştir. Bu bağlamda, Uluslararası Sağlık Tüzüğü gibi düzenlemeler, küresel halk sağlığı acil durumlarına yönelik önemli bir çerçeve sunar. Pandemiyle mücadelede etkinlik, sadece ulusal düzeyde değil, küresel iş birliği ve koordinasyon ile mümkün olabilir.
Kitap: Davies, S. E., A. Kamradt-Scott ve S. Rushton, Disease Diplomacy: International Norms and Global Health Security. Maryland, JHU Press, 2015.
Kitap: Kennedy, J., Pathogenesis–how germs made history, Londra, Penguin, 2023.
Kitap Bölümü: Bouskill, K. E., “Global Health Security in an Age of Re-Globalization”, Roland Benedikter, Mirjam Gruber ve Ingrid Kofler (der.), Re-Globalization: New Frontiers of Political, Economic, and Social Globalization, London, Routledge, 2022: 141-150.
Kitap Bölümü: Heymann, D. L. ve S. Chand, “Diplomacy and Global Health Security”, Ilona Kickbusch, Graham Lister, Michaela Told ve Nick Drager (der.), Global Health Diplomacy: Concepts, Issues, Actors, Instruments, Fora and Cases, London, Springer Nature, 2013: 125-139.
Makale: Heymann, D. L., L. Chen, K. Takemi, D. P. Fidler, J. W. Tappero, M. J. Thomas ve R. P. Rannan-Eliya, “Global health security: the wider lessons from the west African Ebola virus disease epidemic”. The Lancet, Cilt 385, No 9980, 2015: 1884-1901.
Web İçeriği: World Health Organization, World Health Observatory, https://www.who.int/data/gho (Erişim tarihi: 30 Kasım 2023)
Dr. Öğr. Üyesi Fulya Hisarlıoğlu, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde akademik kariyerini sürdürmektedir. Dr. Hisarlıoğlu daha öncesinde Kadir Has Üniversitesi’nde post-doktora araştırmacısı olarak çalışmış ve aynı zamanda kısmi zamanlı öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır. Öncesinde Okan Üniversitesi’nde kısmi zamanlı öğretim görevlisi olarak görev almış ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde de kısmi zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Doğuş Üniversitesi’nde yardımcı doçent doktor unvanıyla akademik kariyerine başlamış ve beş yıl boyunca bu üniversitede görev yapmıştır. Fulya Hisarlıoğlu’nun araştırma alanları arasında Türk dış politikası, Avrupalılaşma ve eleştirel güvenlik bulunmaktadır.