II. Hindiçini Savaşı adıyla da bilinen Vietnam Savaşı, 1955 ve 1975 yılları arasında Kuzey ve Güney Vietnam güçlerinin yanı sıra ABD, Sovyetler Birliği ve Çin’in de dahil olduğu ve ABD ve Güney Vietnam güçlerinin yenilgisiyle sonuçlanan bir savaştır. 1975 yılında sonlanan Vietnam Savaşı’nın II. Hindiçini Savaşı olarak adlandırılmasının sebebi, 1946 ve 1954 arasında Kuzey Vietnam güçleri ile Fransa arasında gerçekleşen savaştan sonraki ikinci savaş olmasından kaynaklanmaktadır. Hindiçini bölgesi salt coğrafi bir perspektifle bakılırsa Çin ve Hindistan arasında kalan yarımadayı kapsar ve bu geniş haliyle Malezya’nın bir bölümü, Tayland, Myanmar ve hatta Singapur’u da içine alan bölgeyi adlandırmak için kullanılır. 1946’dan 1975’e kadar yerel güçlerle Fransa ve ABD arasındaki iki büyük savaşa sahne olan Hindiçini bölgesi daha dar bir yorumla Laos, Kamboçya ve Vietnam’ı kapsamaktadır.
Japonya’nın II. Dünya Savaşı’nda yenilmesinin ardından hem Japonları silahsızlandırmak hem de İngilizlerin onayıyla Vietnam’ı kontrol altında tutmak isteyen Fransa, bölgedeki bağımsızlık yanlısı komünist grupların oluşturduğu ve Ho Chi Minh tarafından yönetilen Viet-Minh’i (Vietnam Bağımsızlık Birliği) karşısında bulmuştu.
II. Dünya Savaşı sırasında Çin, Sovyetler Birliği ve ABD’nin de desteğiyle Japon işgalcilere karşı gerilla savaşı yürüten örgüt, Japonya’nın yenilgisi ve 2 Eylül 1945’te Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin ilan edilmesiyle amacına ulaşmış gibiydi. Ancak Fransa’nın bölgede hakimiyet kurma çabası, Viet-Minh’in yeni bir anti-emperyalist savaş başlatmasına neden oldu. Viet-Minh kuvvetleri, Fransa karşısında ekipman ve eğitim açısından zayıf kaldıklarından 1949’a kadar savaşın seyrini değiştirecek önemli hamlelerde bulunamadılar. Ancak 1948 yılında kurulan Komünist Çin’den Viet-Minh’e gönderilen silahlar, mühimmatlar ve diğer yardımlar onlara Fransa karşısında büyük bir avantaj sağlamıştı. 7 Mayıs 1954’te Dien Bien Phu zaferiyle Fransız kuvvetlerini yenilgiye uğratan Viet-Minh bağımsız Vietnam hedefine bir adım daha yaklaşmıştı.
Siyasi çözüm için yürütülen Cenevre görüşmelerinde Temmuz 1954’te bir anlaşmaya da varılmıştı. Ülke 17. paralel ekseninde ikiye bölünecek, Kuzey Vietnam Ho Chi Minh’in liderliğinde bir komünist hükümet tarafından, Güney Vietnam ise İmparator Bao Dai tarafından başbakanlığa atanan batı yanlısı Ngo Dinh Diem tarafından yönetilecekti.
Ülkenin birleşmesi için 1955 yılında bir genel seçim planlanmışsa da ne ABD ne de Güney Vietnam hükümeti, komünistlerin kazanmasının kuvvetle muhtemel olduğu bir genel seçime izin vermeye niyetli değildi. Diem, Kuzey Vietnam’daki koşullar sebebiyle özgür bir seçim yapılamayacağını iddia ederek yeni bir şiddet dalgasının önünü açtı. 1955 yılında Güney Vietnam’daki komünist güçler gerilla saldırıları başlatmış, ancak ABD’li danışmanların tavsiyeleri ve ABD yardımlarıyla kuvvetlenen Güney Vietnam güçleri karşısında ciddi bir başarı elde edememişlerdi. Daha sonra Vietkong adıyla bilenecek olan Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi gerillaları klasik bir cephe savaşından ziyade suikastlar ve askeri hedeflere yönelik vur-kaç taktikleri ile düşmanı yıpratmayı amaçlamaktaydılar.
ABD’nin 1954’ten sonra Vietnam’da Fransa’nın yerini almasının arka planında, küresel bir komünizm tehdidinin – eğer durdurulmazsa – tüm Asya’ya yayılacağı kaygısı vardı. ABD Eski Başkanı Dwight D. Eisenhower, 7 Nisan 1954’te düzenlediği basın toplantısında önce Vietnam’ın hammadde tedariki açısından ne kadar önemli bir ülke olduğunu açıklamaya çalışmış, ardından da Vietnam’da olası bir komünist zaferinin tüm Asya ülkelerinin tek tek kaybedilmesi anlamına geleceğini söylemişti. Tarihe “domino teorisi” olarak geçecek olan bu yaklaşıma göre, Vietnam’da komünistlerin yönetimi ele geçirmeleri Asya’nın tamamında tıpkı domino taşlarının hızlı bir şekilde birbirlerini devirmesi gibi bir etki yaratacaktı.
Eisenhower’a göre Vietnam’ın kaybedilmesi demek, Laos, Kamboçya, Endonezya, Tayland ve hatta Japonya’nın bile teslimiyetine neden olabilecekti ki bu durum ABD için kabul edilemezdi. ABD için Vietnam, komünistlerin etki alanlarını genişletmek için yürüttükleri küresel bir savaşın yerel sahnesiydi. Eisenhower’ın domino teorisi, sonraki dönemlerde John F. Kennedy ve Lyndon B. Johnson gibi başkanların ABD’nin Vietnam Savaşı’na müdahil olmasını Amerikan toplumuna kabul ettirebilmek için kullandıkları bir gerekçeye dönüşecekti.
1959 yılında Güney’e resmen savaş ilan eden Kuzey Vietnam, güneydeki Vietkong güçlerine silah ve cephane başta olmak üzere tüm malzemeleri ulaştırabilmek için Laos’un bir kısmını işgal ederek Ho Chi Minh Patikası’nı inşa etmeye girişti.
Bu patika yol aracılığı ile hava bombardımanları ve Güney Vietnam güçlerinin taarruzlarından gizlenerek Güney’e güvenli intikal ve lojistik destek vermek hedeflenmişti. ABD ise Vietnam’a dair tüm kaygılarına rağmen 1965’e kadar ülkeye büyük ölçekli bir muharip güç göndermekten kaçınmıştı. Askeri danışmanlar, istihbarat personeli, askeri ve mali yardımlar aracılığı ile Güney Vietnam yönetimini güçlü tutmayı hedefleyen ABD’ye göre, Güney Vietnam güçleri savaşı kolaylıkla kazanacak kapasitedeydiler. Hesaba katmadıkları şey ise Vietkong’un Güney Vietnam halkı içinde giderek artmakta olan popülaritesi ve gelişen savaş kabiliyetleriydi. Diem, tüm yardımlara rağmen Vietkong’la mücadelede başarılı olamamış, üstelik Budistlere yönelik şiddet kampanyasıyla kendisine yönelik muhalefetin de yükselmesine neden olmuştu. Artan huzursuzluk neticesinde 1963’te ABD destekli bir darbe ile devrildi ve infaz edildi.
ABD’nin savaşa doğrudan müdahil olmasına sebep olacak olan olaylar 2 Ağustos ve 4 Ağustos 1964’te Tonkin Körfezi’nde yaşandı. Körfez’deki USS Maddox isimli Amerikan destroyerinin Kuzey Vietnam torpido botları tarafından iki kez saldırıya uğramasıyla, ABD’nin Vietnam’da kuvvet kullanabilmesinin önü açılmıştı. Dönemin Savunma Bakanı Robert S. McNamara, ikinci saldırının hiç gerçekleşmediğini itiraf edecek, 2005’te gizliliği kaldırılan Ulusal Güvenlik Ajansı belgelerinde de aslında böyle bir saldırının olmadığı ortaya çıkacaktı. Tonkin Körfezi hadisesi, basının da desteklemesiyle Kongre’yi seferber etmiş ve ABD başkanına komünist tehdidiyle mücadele edebilmek için savaş ilan etmeden Güneydoğu Asya’ya kuvvet gönderme ve kullanma yetkisi vermiştir.
1965 ve 1969 arasında ABD, Kuzey Vietnam ve Güney’deki Vietkong hedefleri dışında Ho Chi Minh patikasının bulunduğu Laos ve Kamboçya’ya yoğun hava saldırıları düzenlemiştir. Bu saldırılar sırasında Kuzey Vietnam güçlerinin ve Vietkong’un saklandığı ormanlık alanlardaki yoğun bitki örtüsünü yok etmek amacıyla kimyasal silahlar da kullanılmıştı. Ancak bu saldırıların hiçbiri Vietkong’u durdurmayı veya geriletmeyi başaramamıştır. Mart 1965’te deniz piyadelerinin Vietnam’a ayak basmasıyla birlikte ABD, ilk kara muharip gücünü de devreye sokmuştur. Savaşı kısa dönemde bitirecekleri öngörülen Amerikan kuvvetleri özellikle 1965-1970 arası dönemde Vietkong karşısında ağır kayıplar vermiş ve demoralize olmuştu. Vietkong sadece cephede kazandığı zaferlerle değil, cephe gerisinde de halktan aldığı destekle büyümeye devam etmişti.
Devriyeye çıkmaktan kaçınma ve emre itaatsizlik vakalarının ortaya çıkmaya başladığı 1969 sonlarında ABD askerleri, Başkan Nixon’un açıkladığı yeni stratejiyle biraz olsun nefes almayı umuyorlardı. “Vietnamlaştırma” adı verilen bu strateji, Güney Vietnam güçlerini eğitip donatarak onların savaşta daha aktif rol almalarını ve Amerikan kuvvetlerinin de kademeli biçimde ülkeden çekilmesini öngörüyordu. 1972’ye gelindiğinde, ülkedeki Amerikan güçlerinin sayısı ciddi ölçüde azalmıştı, ancak ABD hava kuvvetleri yoğun bombardımanlarla Güney Vietnam güçlerini desteklemeye devam etmiştir. Kuzey Vietnam ve Vietkong kuvvetlerinin ilerlemesi devam ederken, bu yüksek maliyetli savaşın sürdürülemeyeceği Washington tarafından kabul edilmişti. ABD, 27 Ocak 1973’te imzalanan Paris Barış Antlaşmasıyla yenilgiyi kabul ederek Vietnam’dan tüm güçlerini kısa süre içinde tahliye edeceğini taahhüt etmiştir.
Vietnam Savaşı, II. Dünya Savaşı’nın ardından ABD’deki en büyük toplumsal travmalardan birine sebep olmuştur. Resmi rakamlara göre Vietnam’da 58.220 Amerikan askeri silahlı çatışmalar, kazalar, ölümcül yaralanmalar veya hastalıklar neticesinde hayatını kaybederken, en büyük kayıp 52.565 kişiyle 1966-1970 aralığında verilmiştir. Cepheden ulaşan haberler ve gazilerin anlattıkları olaylar, Amerikan toplumunun kimi kesimlerinde büyük tepkiye neden olurken, entelektüeller ve sanatçıların da desteğiyle üniversiteler başta olmak üzere pek çok kurum ve eyalette geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlenmiştir. ABD tarafından kullanılan kimyasal silahların insanlar ve çevre üzerinde yarattığı tahribat sebebiyle Amerikan mahkemelerinde pek çok dava açılmış ve mağdurlara milyonarca dolar tazminat ödenmesi yönünde hükümler verilmiştir.
Daha fazlası için:
Okuma Önerileri:
- Kitap: David L. Anderson, Columbia Guide to the Vietnam War, Columbia University Pres, New York, 2002.
- Kitap: Henry Kissinger, Ending the Vietnam War: A History of America’s Involvement in and Extrication from the Vietnam War, Simon&Schuster, New York, 2003.
- Kitap: Robert S. Mc Namara, In retrospect: The Tragedy and Lessons of Vietnam, Vintage Books, New York, 1996.
İzleme Önerileri:
- Film: Apocalypse Now (Kıyamet), 1979.
- Film: Born on the 4th of July (Doğum günü 4 Temmuz), 1989.
- Film: Full Metal Jacket, 1987.
- Film: Good Morning Vietnam (Günaydın Vietnam), 1987.
- Film: Hair (Bırak Güneş İçeri Girsin), 1979.
- Film: Hamburger Hill (Hamburger Tepesi), 1987.
- Film: Platoon (Müfreze), 1986.
- Film: The Deer Hunter (Geyik Avcısı), 1978.
Dinleme Önerileri:
- Şarkı: John Lennon, Imagine, 1971.
- Şarkı: Joan Baez, Saigon Bridge, 1967.
- Şarkı: John Lennon, Give Peace a Chance, 1969.
- Şarkı: The Doors, Unknown Soldier, 1968.