Secopedia

Kosova Savaşı

Bu İçeriği Paylaşın

Kosova sorunu, nüfusun çoğunluğunun Arnavut olduğu bu bölgenin Balkan Savaşları’ndan itibaren Sırbistan içinde yer alması sonrasında Arnavut çoğunluk ile Sırbistan yönetimleri arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Sosyalist Federal Yugoslavya döneminde Kosova’da özyönetim arttırılmış, hatta 1974 anayasası ile fiilen kurucu cumhuriyetlere yakın bir özerkliğe kavuşmuştur. Yugoslavya’nın dağılış sürecinde, Sırbistan devletine egemen olan Sırp milliyetçilerinin sonradan savaş suçlusu olarak yargılanacak Slobodan Milošević (Miloşeviç) liderliğinde 1989’da bu özerkliğin kaldırılması üzerine sorun yeniden alevlenmiştir. Arnavut çoğunluk bu kararı kabul etmemiş ve Yugoslavya’nın dağılma süreci içerisinde Kosova da bağımsızlığını ilan etmiş, ancak uluslararası tanınma gerçekleşmemiştir. Her halükârda, Arnavutlar kendi özyönetimini İbrahim Rugova önderliğinde barışçıl bir direniş içerisinde elinden geldiğince sürdürmüştür. 1995 yılında özellikle Bosna-Hersek olmak üzere Yugoslavya’nın dağılış süreci çatışmalarını sona erdiren Dayton Antlaşması sürecinde Kosova sorununun çözümüne dair umdukları ilgiyi görememeleri üzerine Arnavut milliyetçileri silahlı direniş yoluna girerek Kosova Kurtuluş Ordusu’nu (UÇK, Ushtria Çlirimtare e Kosovës) kurmuşlardır. Artık sadece Sırbistan ve Karadağ olan Yugoslavya silahlı kuvvetlerinin yaygın insan hakları ihlalleri içeren aşırı sert cevabı üzerine 1999 baharında NATO tarafından bir uluslararası müdahale ile çatışmalara son verilmiştir. 

Kosova ve Bosna-Hersek haritası. Bosna-Hersek içindeki ana sınırlar savaşın sonucu olan Bosna Sırp Cumhuriyeti ile Boşnak-Hırvat Federasyonu’nun ayrımını belirlerken; Kosova içindekilerde böyle bir durum yoktur, bilindik anlamıyla vilayet sınırlarıdır. Kaynak: https://www.harita.gov.tr/uploads/files/products/bosna-hersek-ve-kosova-siyasi-haritasi-1564.pdf  Erişim Tarihi: 14 Kasım 2022

Sırp milliyetçiliğinin ve dönemin milliyetçi yönetiminin iddiaları Kosova’nın Sırplar için kutsal olduğu çünkü Sırp Ortodoks Kilisesi’nin merkezinin Kosova sınırları içerisindeki Peć şehrinde olduğu (Arnavutça Peja (Peya), Türkçe İpek); Ortaçağ’da Osmanlı İmparatorluğu tarafından yıkılan büyük Sırp İmparatorluğu’nun merkezinin Kosova olduğu ve bu yıkılma sürecinde yer alan 1389 Kosova Savaşı’nın Sırpların milli tarihlerinde büyük bir önem arz ettiği; Arnavutların tarihsel olarak daha güneyde yaşadıkları ve Kosova’ya Osmanlı yönetimi döneminde/tarafından ge(tiri)lmiş oldukları; Sırpların bölgeden göçlerinin Osmanlı baskısı ve şiddeti sonucu olduğu ve 1912 sonrasında geri dönmeye başladıktan sonra da Sosyalist Federal Yugoslavya dönemindeki özerklik nedeniyle Arnavutların baskısı ile yeniden göç ettikleri, şeklindedir. Yani onlar için Kosova Sırplara karşı yapılan tarihsel haksızlıkların ve milli şuurun bir simgesidir.

Arnavutlar ise yüzyıllardır yaşadıkları topraklarda kendilerini yönetmek istemektedirler. Birçok toplumun talep ettiği ve sahip olduğu kendini yönetme hakkını onlar da uygulayabilmeyi tasarlamışlardır. Arnavutlar, aynı zamanda 1912 Balkan Savaşı sonrasında oluşan durumu bir haksızlık olarak görmektedirler çünkü Arnavutluk sınırlarının dışında da ciddi sayıda Arnavut kalmıştır. Arnavutluk, bütün Arnavutları ve onların yaşadığı toprakları içine alamamıştır. Uluslararası ilkeler ve kurumlar çerçevesinde sınır değişikliği olamayacaksa da Arnavutların bulundukları yerlerde özyönetimleri engellenmemelidir. Nitekim Kosova’nın bağımsızlık arayışını da bu çerçeveye yerleştirmeye çalışmaktadırlar.

1996’da kurulan UÇK’nin etkinlikleri 1998’de silahlı ayaklanma olarak görülen bir düzeye ulaşmıştır. Uluslararası kamuoyu Balkanlar’da yaşanan çatışmalardan ve feci insan hakları ihlallerinden yorulmuştur. Bosna-Hersek’teki savaş esnasında ABD, Britanya, Almanya, Fransa, İtalya ve Rusya tarafından oluşturulan Temas Grubu, bu sefer çatışmalar kontrolden çıkmadan müdahale etmeyi amaçlamıştır. Ateşkes, Sırp güvenlik güçlerinin Kosova’dan çekilmesi, mültecilerin geri dönüşü ve uluslararası gözlemcilerin etkinliklerinin engellenmemesi talepleri iletildi ve 1997’de kalan Yugoslavya’nın Eski Cumhurbaşkanı olan Milošević talepleri kabul ettiğini, ancak uygulamada sorunlar olduğunu ileri sürmüştür. 

Kosovalı Mülteciler, Avrupa için kaldırılması zor bir mülteci krizi olarak yorumlanmıştı.  Kaynak: https://www.unmultimedia.org/s/photo/detail/321/0321390.html  Erişim Tarihi: 14 Kasım 2022

Çatışmaların yeniden şiddetlenmesi ve Birleşmiş Milletlerin silah ambargosu dahil çabalarının bir sonuç doğurmaması üzerine 1999 Şubat’ında Fransa’da Rambouillet’de Temas Grubu’nun öncülük ettiği diplomatik görüşmeler başlamıştır ancak bir sonuca ulaşılamamıştır. Sırp tarafının iddiası Kosova dışındaki topraklarında da uluslararası gözlemcilerin serbestçe hareket etmesi talebinin hiçbir egemen devlet tarafından kabul edilemeyeceğiydi. Uluslararası ortamdaki yaygın görüş ise Belgrad’daki milliyetçi yönetimin bitmek bilmez saldırganlığının ve oyalama taktiklerinin sürekli Avrupa güvenlik ve istikrarını tehdit etmesinin engellenmesi gerektiğiydi.

Sonuçta 24 Mart 1999 gecesi NATO bombardımanı başlamıştır. Bombardıman 10 Haziran’a kadar 11 hafta sürmüş ve sadece askeri değil, sivil altyapısı da büyük zarar gören Sırbistan yönetiminin talepleri kabul etmesi, Kosova’dan çekilmesi ve Kosova’da Birleşmiş Milletler bünyesinde bir uluslararası yönetim oluşturulması ile sonuçlanmıştır. Bombardıman esnasında Sırp güvenlik güçlerinin baskısı ile göç etmek zorunda kalan ve Balkanlar ve hatta Avrupa’da istikrarsızlık endişesine katkı gibi görünen bir milyondan fazla mülteci Kosova’ya geri dönebilmiştir. Milošević Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bu göçe zorlama suçundan da yargılanmıştır.

NATO bombardımanı esnasında Belgrad da zor geceler geçirmiş ve ciddi zarar görmüştür. Saldırgan bir yönetimin hatalarının bedelini ödeyen sıradan insanlar 2000 yılında iktidarı değiştiren seçimler ve gösterilerde önemli roller oynamıştır. Kaynak: http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/674056.stm Erişim Tarihi: 14 Kasım 2022

Kosova Savaşı’nda Bosna Savaşı’nı sonlandıran NATO bombardımanından farklı olarak, Birleşmiş Milletler tarafından bir görevlendirme bulunmamaktaydı. Dolayısıyla NATO müdahalesinin yasallığı büyük bir tartışma konusu olmuştur. Ancak insani krizin büyüklüğü ve Avrupa’nın istikrarını tehdit etmesi nedeniyle meşru olarak görülmüştür. Yani, bu uluslararası müdahalenin yasadışı ama meşru olduğu yönünde genel bir eğilim oluşmuştur. Böylece oluşan insani (veya insancıl) müdahale kavramı olabildiğince tartışılmıştır.

Kosova’da Sırp milliyetçiliğinin baskısından kurtulunmasındaki rolleri nedeniyle NATO’ya ve ABD’ye bakış çok olumludur. https://www.euronews.com/my-europe/2020/09/29/leaked-files-organ-removal-and-irrepressible-anger-what-s-behind-the-kosovo-war-crimes-pro Erişim Tarihi: 14 Kasım 2022

Kosova 2008 yılında tekrar bağımsızlığını ilan etmiştir. İçinde Türkiye ve ABD gibi NATO üyelerinin de bulunduğu yüzden fazla ülke tarafından tanınmış ama süreç tamamlanamamıştır. Kosova’nın self determinasyon tartışmalarında da özel bir yeri olmuştur. Örneğin Uluslararası Adalet Divanı Sırbistan’ın başvurusu üzerine ele aldığı davada, 2010’da Kosova’nın bağımsızlığının yasadışı olmadığı ama emsal teşkil edemeyecek özel bir örnek olduğuna karar vermiştir. Zorlayıcı  olmayan bu karar sonrasında da Kosova hâlâ uluslararası tanınma sürecinin tamamlanmasını beklemektedir.

Daha fazlası için:

Okuma Önerileri

  • Kitap: Burak Tangör, Avrupa Güvenlik Yönetişimi, Bosna Kosova ve Makedonya Krizleri, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2008.
  • Kitap: İsmail Kadare, Kosova’ya Üç Ağıt, İstanbul, Doğan Kitap, 1999.
  • Kitap: Michael Ignatieff, Sanal Savaş -Kosova ve Ötesi, İstanbul, Everest Yayınları, 2000.
  • Kitap: Tanıl Bora, Milliyetçiliğin Provokasyonu Yugoslavya, İstanbul, İletişim, 2020.
  • Makale: Funda Keskin, “İnsancıl Müdahale: 1999 Kosova ve 2003 Irak Sonrası Durum”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 3, No 12, Kış 2006-2007, s. 49-70.
  • Makale: Mustafa Türkeş, Sait Akşit, “International Engagement, Transformation of the Kosova Question and Its Implications”, The Turkish Yearbook of International Relations, Sayı 38, 2007, s. 79-114. https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/65619/8651.pdf?sequence=1&isAllowed=y

İzleme Önerileri

  • Film: Hive (Kovan), 2021.
  • Film: Zana, 2019.
  • Film: Aga’s House, 2019. 
İnan Rüma

Dr. İnan Ruma, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapmaktadır. Akademik derecelerini ODTÜ ve Paris-1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi’nden almıştır. Çeşitli dönemlerde Bosna Hersek ve Kosova’daki AGİT misyonlarında çalıştı. Ekonomi Politik, Balkanlar, Rusya, Avrasya ve artık kaçınılmaz hale gelen Türk Dış Politikası üzerine çalışmaktadır. Doğa ile uyumlu yaşamın, emeğin ve özgürlüğün esas olduğunu düşünüyor.

Bu İçeriği Paylaşın
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work