Körfez Savaşı, 1990 ve 1991 yıllarında ABD’nin öncülüğünde kurulan ve 37 devletten oluşan uluslararası koalisyon güçleri ile Irak arasında gerçekleşmiştir. Irak silahlı kuvvetlerinin 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etmesi, savaşın ana sebebidir. ABD’nin başı çektiği uluslararası koalisyon, Irak’ı işgalden vazgeçirmek için askeri güce başvurmadan önce diplomasi ve ekonomik yaptırımlar gibi tüm araçları denemiş, ancak sonuç alamamıştır. Saddam Hüseyin rejiminin yapılan çağrılara kulak asmaması, askeri bir operasyonun uluslararası anlamda meşruiyet kazanmasına zemin hazırlamıştır. Çöl Fırtınası ismiyle bilinen askeri harekât 17 Ocak 1991’de resmen başlamış ve televizyonlardan canlı olarak yayınlanan ilk savaş olarak da tarihe geçmiştir.
Irak’ın Kuveyt’e saldırmasının sebepleri arasında tarihi ve ekonomik faktörlerin yanı sıra jeopolitik kaygılar da bulunmaktadır. Saddam Hüseyin rejiminin Kuveyt’e yönelik saldırganlığının arkasında yatan sebeplerden ilki, İran’la girişilen uzun savaşın yıkıcı ekonomik etkisidir. Savaşı sürdürebilmek için başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kuveyt olmak üzere yüklü miktarlarda borç alan Irak hükümeti, savaş bittikten bir süre sonra bu borçların geri ödemelerini yapmayacağını duyurdu. Sadece Körfez ülkelerine olan borcu 37 milyar doları bulan Irak’ın bu borçları ödemeyeceğini açıklaması adeta bir bomba etkisi yaratmıştı. Saddam Hüseyin’e göre Irak, İran-Irak Savaşında tüm Arap Yarımadası’nı savunmuş ve İran yayılmacılığına adeta tek başına karşı koymuştu. İşte tam da bu sebepten dolayı Irak’a BAE ve Kuveyt tarafından savaş zamanında verilen paralar borç olarak değil, İran’ı durdurmanın bir bedeli olarak görülmeliydi. Kuveyt’in işgali bu anlamda sadece Irak’ın Kuveyt’e borcunu kapatmayacak, körfez ülkeleri başta olmak üzere dünyanın geri kalanına da önemli bir mesaj verecekti.
Saddam Hüseyin’in Kuveyt’in işgalini meşrulaştırmak için kullandığı bir başka iddia ise, Kuveyt’in aslında Osmanlı döneminde Basra vilayetinin bir parçası olduğu ve bu ülkenin İngilizler tarafından tarihsel gerçekler dikkate alınmadan yaratıldığıydı. Irak’a göre İngilizlerin 1961’de bölgeden tamamen çekilmesinin ardından bölgenin Irak topraklarına katılması gerekirken dönemin emperyalist güçleri buna engel olmuşlardı. Irak, o dönemde Kuveyt’in bağımsızlığını tanımasa da Kuveyt’in 1963’te hem BM üyesi olması hem de Arap Birliği tarafından tanınması sebebiyle bu tutumundan vazgeçmişti. Irak’ın Kuveyt’i işgalinin bir başka gerekçesi de Warbah ve Bubiyan adalarının statüsü konusunda yaşanan anlaşmazlıktı. İran-Irak Savaşı sırasında kapanan Şattülarap, Irak’ın Körfez’e çıkışını sağlayan tek su yoluydu. Bu kaybın ancak Körfez’deki stratejik öneme haiz Varbah ve Bubiyan adalarının alınması ile telafi edileceğini düşünen Saddam rejimi, bu adaların Irak’a verilmesini talep etmekteydi.
Irak, Temmuz 1990’da Kuveyt ve BAE’yi Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) belirlediği kotaların üzerinde petrol üretip piyasaya sürmek ve petrol fiyatlarının düşmesine neden olarak Irak’ı zor durumda bırakmakla suçladı. Iraklı yetkililer Kuveyt’i ayrıca Irak-Kuveyt sınırındaki tartışmalı bölgeden petrol çalmakla da suçlamaktaydılar. Irak’ın talebi, uğradığı zararların telafisi ve Körfez’deki Varbah ve Bubiyan adalarının kendisine verilmesiydi. Kuveyt’in bu talepleri ve suçlamaları reddetmesi üzerine Irak silahlı kuvvetleri 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti ve Kuveyt Irak’ın 19. vilayeti olarak ilan edildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1990/660 sayılı kararıyla Irak’ın Kuveyt’i işgalinin bölgesel barış ve güvenliği bozduğunu belirterek Irak’tan işgale derhal son vermesini istemekteydi. BMGK’nın 1990/661 sayılı kararı Irak’a uygulanacak ekonomik yaptırımları sıralarken, 1990/678 sayılı karar ise işgalin 15 Ocak 1991’e kadar sonlandırılmaması durumunda Irak’a karşı askeri güç de dahil olmak üzere tüm araçların kullanılacağını ifade etmekteydi. 1990/ 678 sayılı karar 1950’de Kuzey Kore’ye karşı alınan güç kullanma kararından sonra ikinci kez saldırgana karşı askeri güç kullanımına izin veren bir karar olarak tarihe geçmiştir.
Körfez Savaşı, 17 Ocak 1991’de Çöl Fırtınası Harekâtı ile başlamıştır. Harekatın ilk aşamasında Irak’ın radar istasyonları ve uçaksavar silahlarından oluşan hava savunma sistemleri hedef alınmıştır. Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları, Irak hava savunma sistemlerinin etkisiz hale getirilmesinin ardından ağır bombardımana başlamışlar ve bu saldırıyı kara harekâtı takip etmiştir.
Yaklaşık dört gün süren kara harekâtında ABD ve koalisyon güçleri neredeyse hiçbir ciddi direnişle karşılaşmamışlar ve o dönemde dünyanın en büyük ordularından birine sahip olan Irak’ı kolaylıkla mağlup etmeyi başarmışlardır. Koalisyon güçleri kara ve hava harekatının sonunda Irak’a ait 3000 civarında tank, 1400 zırhlı personel taşıyıcı ve 2200 topu yok etmişler ve cephedeki çatışmalarda sadece 98 asker kaybetmişlerdir. ABD kısa sürede zaferle sonuçlanan kara harekatının ardından 28 Şubat’ta 1991’de ateşkes ilan etmiş, Irak ise 3 Mart 1991’de tüm ateşkes şartlarına uyacağını taahhüt etmiştir. Irak, BMGK’nın 1991/686 sayılı kararında belirtilen ateşkes şartları doğrultusunda Kuveyt’i ilhak edildiğine dair kararı iptal etmeyi, işgale derhal son vermeyi, Kuveyt’ten aldığı tüm mülkleri ve esirleri iade etmeyi ve tüm BM üye ülkelerine yönelik her türlü şiddet eylemi ve provokasyondan kaçınmayı kabul etmiştir.
Amerikan Ordusu Askeri Tarih Merkezi’ne göre Çöl Fırtınası Harekâtı savaşın uzaya taşındığı ilk gerçek savaştır. Global Konumlama Sistemlerinin (Global Positioning System / GPS) yaygın olarak kullanılması sayesinde, kara operasyonu sırasında hedefler etkin bir biçimde bulunup yok edilmiştir. Sağlıklı bir iletişim altyapısının olmadığı bölgede Uydu İletişimi (Satellite Communications / SATCOM) sahadaki güçler arasında iletişim ve koordinasyonunun kesintisiz biçimde gerçekleşmesini sağlamıştır. Kara operasyonu sırasında kullanılan Dost Güçleri İzleme Sistemleri (Friendly Forces Tracking Systen / FFTS) ile de komuta kademesinin sahayı çok daha büyük ve detaylı bir ölçekte görmesi sağlanmış ve bu sayede koalisyon güçlerinin koordinasyon kabiliyetleri arttırılmıştır. Körfez Savaşı ABD ordusunun 1980’lerden beri yatırım yaptığı konvansiyonel silahların da test edildiği bir sahneye dönüşmüştür. Abrams Tankları, Apache Saldırı Helikopterleri, Patriot Füze Savunma Sistemleri ve Kara Şahin Genel Maksat Helikopterleri bunların bazılarıdır.
Daha fazlası için:
Okuma Önerileri:
- Kitap: Ertan Efegil, Körfez Krizi ve Türk Dış Politikası Karar Verme Modeli, Gündoğan Yayınları, İstanbul, 2002.
- Kitap: Murat Yetkin, İyi Günler Bay Başkan- Körfez Savaşı’nda Özal- Bush Görüşmeleri, Doğan Kitap, İstanbul, 2022.
- Makale: Cameron S. Brown, “Turkey in the Gulf Wars of 1991 and 2003”, Turkish Studies, Vol Cilt 8, No 1, s. 85-119, 2007.
- Makale: Lawrence Freedman, “The Gulf War and the New World Order”, Survival, Global Politics and Strategy, Vol Cilt 33, No 3, s. 195-209, 1991.
- Makale: Theodore A. Postol, “Lessons of the Gulf War Experience with Patriot”, International Security, Vol Cilt 16, No 3, s. 119-171, Winter Kış 1991-1992.
İzleme Önerileri:
- Film: Three Kings (Üç Kral), 1999.
- Film: Live from Baghdad, 2002.
- Belgesel: BBC, 1991 Gulf War: A BBC Production, YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=8zQT5WB_nHE (Erişim Tarihi: 24 Ocak 2023).
- Belgesel: BBC, 20th Century Conflicts: 1991 Gulf War, YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=aMMnSIxiaeQ (Erişim Tarihi: 24 Ocak 2023).
- Belgesel: CNN Gulf War Control Room Video with Air Feed, YouTube, https://www.youtube.com/watch?v=q7xKnATJbKI&t=174s (Erişim Tarihi: 24 Ocak 2023).