Secopedia

Ders 07. Uzay Jeostratejisi

Bu İçeriği Paylaşın

Jeostrateji dünyayı ifade eden bir terim olarak ortaya çıkmış olmakla birlikte zaman içinde bu gezegenin sınırlarını da aşan bir içerik kazanmaya başlamıştır. Bunun nedeni uzayın sunduğu olanaklara ilişkin duyulan merakın ve bunların araştırılmasına yönelik beceri ve imkanların zamanla artmasıdır. Özellikle 20. yüzyıldaki teknolojik ve bilimsel gelişmeler, insanların uzaya dair bildiklerini daha önce görülmemiş biçimde artırmış, uzayın potansiyel faydalarının yakından incelenmeye başlamasının önünü açmıştır.

Öte yandan, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren teknolojideki gelişmeler kadar Soğuk Savaş döneminde ABD ile SSCB arasında yaşanan rekabet de uzayı jeopolitiğin parçası haline getirmiştir. Nitekim bu dönemde uzay rekabetinin temelinde esas olarak iki ülke arasındaki nükleer silahlanma yarışı yatıyordu. Bu nedenle 1957’de Sovyet uydusu Sputnik-1’in Dünya’nın yörüngesindeki ilk yapay uydu olması büyük önem taşıyordu. Çünkü böylece Sovyetler Birliği, yerkürenin sınırlılıklarını aşarak, uzay yarışında ilk defa ABD’nin önüne geçiyordu.

Uzaya giden ilk dünyalı, Laika

Sovyetler Birliği aynı yıl Sputnik-2’yi içinde Laika adlı köpekle birlikte fırlatmayı da başarmıştır. Buna karşılık ABD 1 Ekim 1958’de havacılık araştırmaları ve sivil uzay programından sorumlu birincil federal kurum olarak Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’ni kurdu. 1961’de Rus kozmonot Yuri Gagarin, uzaya adım atan ve dünya yörüngesinde dönen ilk insan olurken, 1969’da ABD’den Apollo 11 mürettebatı Ay yüzeyine inen ilk insanlar oldular. Bu şekilde iki ülke arasında yeni bir rekabet unsuru olarak gelişen uzay araştırmaları, Soğuk Savaş döneminde SSCB ile ABD arasındaki gergin ilişkilere başka bir boyut katmış ve hangi taraf üstün gelirse bu diğer tarafı daha fazla araştırma için tetikleyen katalizöre dönüşmüştür. Uzay araştırmalarının somut sonuçlarının yanında, bu başarılar her iki devlet tarafından da ideallerinin ve değerlerinin gücünün sembolü olarak kabul edilip, kullanılmıştır.

Ancak Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, uzay araştırmaları devletler arasındaki etkileşim ve işbirliğine katkıda bulunabilecek duruma gelmiştir. Zira Soğuk Savaşın iki kutuplu uzay yarışının sona ermiş olması, uzaydan daha kapsamlı ve sürdürülebilir bir şekilde yararlanma imkanını gündeme getirmiş, devletler arasında işbirliği için yeni bir alan açılmıştır. Buna karşın söz konusu fırsatın milliyetçi arzuları tamamen ortadan kaldırdığı da söylenemez.

Uzay hakimiyeti ve dünya üstünlüğü için uzayın kullanımı konusundaki rekabet özellikle Soğuk Savaş döneminde SSCB ile ABD arasında süren bir mücadele görünümünde olmakla birlikte, diğer devletler de aynı ölçüde olmamakla birlikte özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde bu rekabete katılmışlardır. Örneğin 1975’te Avrupa, uzay politikalarının yönetimini sağlamak için hükümetler arası bir kurum olarak Avrupa Uzay Ajansı (ESA) kurulmuştur. Finansman sorunu ve net politika hedeflerinin belirlenmemesi gibi meseleler halen programın geleceğini belirsiz kılmaktadır. Benzer şekilde, Ay’da bir istasyon inşa etmek hedefiyle ortaya çıkan Çin-Rus ittifakı, jeopolitiğin bir kez daha uzaya taşındığının göstergelerindendir. Mart 2021’de Çin ve Rusya, yeni bir uzay yarışına zemin hazırlayan, ay üzerinde veya çevresinde bir araştırma istasyonu inşa etmek için işbirliği anlaşması imzaladılar.

Öte yandan, 2019 yılında ABD Kongresi, ABD askeri gücünün bir kolu olarak, ABD’nin uzaydaki çıkarlarını korumak, uzaydaki saldırganlığı caydırmak ve uzay operasyonlarını yönetmek üzere ABD Uzay Kuvvetlerini kurma kararı alarak, fiilen uzayın askerileşmesini başlatmıştır. Elbette bu karar, uzayda nasıl bir jeostrateji takip edileceği konusunu da gündeme taşımıştır. Benzer şekilde Rusya, Çin ve Fransa’nın da uzay komutanlıkları bulunmaktadır. Bu çerçevede artık uzay savaş doktrinleri üzerinde çalışmalar yapılmakta, bu kapsamda ciddi sayıda askeri personel yetiştirilmekte ve rekabet daha kurumsal bir niteliğe bürünmektedir. Bu kapsamda NATO da 2019’da kendi Uzay Politikasını benimsemiş ve uzayı hava, kara, deniz ve siber alan ile birlikte yeni operasyonel alan olarak kabul etmiştir. 2021 Brüksel Zirvesi’nde ise NATO, uzaydan uzaya, uzaydan yeryüzüne veya yeryüzünden uzaya yapılan saldırıların İttifak’ın güvenliğine açık bir saldırı olacağını ve Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. Maddesinin uygulanmasına yol açabileceğini kabul etmiştir.

Her ne kadar Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi uzay yarışının askeri boyutu varlığını sürdürmeye devam etse de, bugün uzay madenciliği de önem kazanan bir konu haline gelmiştir. Dünya üzerindeki kaynakların sınırlılığı, kaynak arayışının uzaya taşınmasını beraberinde getirmiştir. Uzayın sınırlarının bilinememesi gibi sahip olduğu kaynakların da sınırlarını tahmin etmek mümkün değildir. Bununla birlikte yerküreye yakın bilinen kaynaklar bile bunlara ulaşacak teknolojiye sahip devletler için son derece önemlidir. Çünkü söz konusu kaynakları ve fazlasını elde etmek devletlere sadece ekonomik ya da askeri değil, aynı zamanda siyasi avantajlar da sağlama potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle uzayın devletlerin jeostratejilerinde giderek artan bir yere ve öneme sahip olması kaçınılmaz görünmektedir.

Uzay (Asteroid) Madenciliği

Tartışma Soruları

  • Uzayın jeopolitik önemi nedir?
  • Soğuk Savaş döneminde uzay jeostratejisi hangi etkenler tarafından şekillendirilmiştir?
  • Soğuk Savaş sonrası dönemde uzay jeostratejisi hangi etkenler tarafından şekillendirilmektedir?

Kaynaklar ve Ek Okuma Önerileri

  • Dolman Everett C., “Geostrategy in The Space Age: An Astropolitical Analysis”, Journal of Strategic Studies, 22 (2-3), 1999, 83-106.
  • Ilayda Aydın, Geopolitics of Outer Space: Global Security and Development, Washington, Westphalia Press, 2019.
  • Kestutis Paulauskas, “Space: NATO’s Latest Frontier”, NATO Review, Mart 2020. (Erişim Tarihi 26.11.2021).
  • NATO’s Approach to Space. (Erişim Tarihi 23.11.2021).
Bu İçeriği Paylaşın

Ders İçeriği

2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work