Secopedia

Ders 01. Strateji Kavramı

Bu İçeriği Paylaşın

İlk derse ‘strateji nedir?’ sorusunu yanıtlayarak başlamak, ardından gelecek ilişkili alt ve yan anlamları anlamamızı kolaylaştıracaktır.

Strateji kelimesinin en genel sözlük anlamı, tespit edilen bir hedef ya da hedeflere ulaşmak için yapılan genel planlamadır. Belirlenen hedeflere ulaşılmasını sağlayacak kaynaklar genelde kısıtlı olduğundan hayatın her alanına uyarlanabilen çok boyutlu bir kavramdır. Bu çerçevede kavram, farklı alanlarda kullanıldığı kapsamla ilişkili farklı içerik ve roller kazanır. Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Çalışmaları kapsamında ele alındığında strateji kavramı, daha çok dar anlamıyla ele alınmaktadır. En dar anlamda strateji, askeri araçların savaşın nihai hedefine ulaşması yolunda kullanılmasını ifade eder. Bu çerçevede strateji kelimesi, Antik Yunanda generalin/komutanın sanatı veya işi anlamına gelen “strategia” kelimesinden türemiştir. Bu noktada kelimenin kökeninde yukarında belirtilen dar anlamından doğduğu, fakat zamanla hayatın her alanını kapsayacak ölçüde genişlediği belirtilmelidir.

Uluslararası İlişkiler’de realist (gerçekçi) yaklaşımın kökenlerini dayandırdığı kaynak isimlerden Antik Yunan’dan tarihçi Thucydides (MÖ 460-395) de bu anlamda bir stratejist (strategos) olarak ifade edilebilir. Eserlerinde ele aldığı konular, zaman baskısı, ittifakların önemi, aynı zamanda hem istikrarsızlık hem iç rakipler hem de dış baskılarla başa çıkmanın zorluğu ve beklenmeyenin etkisi gibi stratejinin önemli ana temalarını aydınlatmış, daha sonraki çalışmalar için yol gösterici olmuştur (Freedman, 2013: 30).

Antik Yunan’dan sonra Roma döneminde de strateji kavramı benzer bir içerikle kullanılmaya devam edilmiş, fakat hem pratikte hem de teoride geleceğe daha önemli etkide bulunmuştur. Roma İmparatorluğu döneminin stratejistleri, askeri strateji uygulamalarındaki başarıları bir yana strateji konusunda bilgi de üreterek kendilerinden sonra gelenleri etkilemişlerdir. Örneğin, Romalı Senatör Frontinus’un hazırladığı Strategemata (84-88) başlıklı çalışma, 16. Yüzyılda Nichola Machiavelli’ye de ilham olacak kadar yaygınlaşmıştır (Freedman, 2013: 43).

Söz konusu bu tarihsel geçmişine karşılık kavramın yaygın olarak kullanımı esas itibariyle 18. Yüzyıldan itibaren olmuştur. Bu tarihten sonra artık günümüzde daha aşina olunan dar anlamına dair tanımlamalarla karşılaşmaktayız. Bu kapsamda örneğin, hala strateji kavramının tanımına referans olarak kullanılan Prusyalı General Carl von Clausewitz’in 1832’de yayınlanan “Savaş Üzerine” başlıklı çalışmasında strateji, ‘savaşın amaçlarına ulaşmak için muharebenin araç olarak kullanılması teorisi” olarak tanımlanmıştır. Clausewitz’ten yaklaşık 100 yıl sonra İngiliz askeri tarihçi Sir Basil Henry Liddell Hart ise 1941’de ilk baskısını yapan “Strateji: Dolaylı Tutum” başlıklı eserinde stratejiyi, ‘politikanın amaçlarının gerçekleştirilmesi için askeri imkanların dağıtımı ve uygulanması sanatı’ olarak tanımlamış, bu çerçevede stratejinin dar anlamdaki kısıtlı tanımını genişletmiş, bir başka deyişle savaşla sınırlamayarak barış zamanı da geçerliliğini koruyan bir yaklaşıma yaklaştırmıştır.

Günümüzde de strateji yaşamın her alanıda içselleşmiş ve artık sadece savaş zamanına veya savaşa ait bir kavram olmaktan ziyade barış zamanına ait bir kavrama dönüşmüştür. Bu bağlamda geniş anlamı artık daha öne çıkmıştır. Bu noktada Colin Gray’in ‘strateji ne sadece askeri güç ne de sadece siyasal amaçtır, strateji askeri güç ile siyasal amacı birbirine bağlayan köprüdür’ (Gray, 1999: 17) şeklindeki tanımı, stratejinin dar ve geniş anlamları arasındaki geçişkenliği açıkça ortaya koymaktadır. Bunlara ilaveten, stratejinin dar (askeri strateji) ve geniş (büyük ya da genel strateji) anlamları üzerinde çalışırken ilerleyen derslerde ele alacağımız taktik kavramına da ulaşırız.

Stratejinin tanımı gibi boyutları ya da bunların neler oldukları ve nasıl sınıflandırılması gerektiği konusunda literatürde bir görüş birliği yoktur. Günümüzde en bilinen boyutlandırma çalışması Clausewitz’in yaptığı ayrımdır ve daha çok dar anlamda stratejiyle (askeri strateji) ilişkilidir. Stratejinin boyutlarını (ki Clausewitz stratejinin unsurları olarak adlandırır) moral, fiziksel, matematiksel, coğrafi ve istatistiksel olarak tanımlayan Clausewitz, kendisinden sonra gelen çalışmalara da öncülük etmiştir. Moral boyut entelektüel ve psikolojik nitelikler ve etkiler tarafından yaratılan her şeyi kapsar; fiziksel boyut silahlı kuvvetlerin büyüklüğü, bileşimi ve silahlanma alanlarını; matematiksel boyut operasyona dair geometri hesaplamalarını; coğrafi boyut komuta pozisyonları, dağlar, nehirler, ormanlar ve yollar gibi arazinin etkisini; ve son olarak istatistiki boyut destek ve bakımı kapsar.

Michael Howards’ın ‘Stratejinin Unutulan Boyutları’ (Howards, 1979) makalesi, Clasuewitz’i izleyen fakat onun tanımını geliştirmek amacıyla yola çıkmış bir çalışmadır. Howards, stratejinin boyutlarını sosyal, lojistik, operasyonel ve teknolojik olarak dörde ayırmaktadır. Günümüz stratejik çalışmalar alanının öncü isimlerinden Colin Gray (1999: 24) ise ‘İnsan ve Politika’, ‘Savaşa Hazırlık’ ve ‘Savaşa Özgü’ olarak adlandırdığı üç ana kategori altında sınıflandırdığı on yedi boyuttan söz etmektedir. İnsan ve Politika boyutu insanları, toplumu, kültür, siyaset ve etiği içerir. Savaşa Hazırlık boyutunun içeriği, ekonomi ve lojistik, organizasyon, askeri yönetim, bilgi ve istihbarat, stratejik teori ve doktrin ile teknolojiden oluşmaktadır. Son kategori ise askeri operasyonlar, komuta coğrafya, uyuşmazlık, düşman ve zamandan oluşur.

Strateji yine farklı bir bakış açısıyla kara, deniz, hava ve uzay stratejisi şeklinde uygulandığı ortama göre ya da silahlar veya teknolojilere göre (örneğin nükleer strateji) ya da savaşın veya çatışmanın özelliğine göre (örneğin terörizm stratejisi) sınıflandırılabilir ve bu bakımdan söz konusu kategoriler de stratejinin boyutları olarak görülebilir.

Her ne kadar stratejinin boyutları uzmanlar tarafından farklı sınıflandırmalara tabi tutuluyorsa da, burada önemli nokta her bir boyutun stratejinin hayata geçirilmesinde etkin olduğu ve tüm boyutların birbiriyle ilişkili olduğudur. Bir başka deyişle strateji, her biri başarı için belirli düzeyde role sahip çok sayıda farklı boyutları içermektedir. Bu nedenle bir strateji planlanırken, uygulanırken ve analiz edilirken tüm boyutlarıyla birlikte düşünülmelidir.

Stratejiyi bu şekilde genel olarak tanımladıktan sonra, daha fazla ilerlemeden ‘strateji neden önemlidir ve pratikle ilişkisi nedir, nasıl olmalıdır?’ sorularına yanıt aramak faydalı olacaktır. Strateji ister genel barış zamanı planlamasını, isterse savaş zamanını içerecek şekilde dar anlamıyla ele alınsın, ilişkin olduğu politikanın başarıya ulaşması için hayatidir. Belirli bir hedefe ulaşmak üzere yola çıkıldığında söz konusu amaç (hedef) ile o amaca ulaşmak için kullanılacak araçlar arasındaki dengeyi kuran unsur olan stratejinin başarıya ulaşmanın anahtarı olması şaşırtıcı değildir. Fakat, stratejinin amaca ulaşmadaki bu kilit rolü onu başarısızlığın da tek unsuru/açıklayıcısı haline getirmez. Zira zayıf ya da başarısız bir stratejinin başarısızlık getireceği tartışmasız olmakla birlikte, bazı durumlarda zayıf ya da yanlış olan amacın kendisi de olabilir. Bu durumda stratejinin konumu elbette sonuçla ilişkisiz değildir (en azından stratejiyi hazırlayanların durumun farkına varmış olmaları beklenir) ama başarısızlığın temel nedeni de strateji değildir. Tam bu noktada hedefin/amacın belirlenişindeki hataların da strateji tespitinin bir parçası olup olmadığı sorusu gündeme gelir ki bu da daha temelde ‘stratejiyi kimler yapar’ ya da ‘stratejist kimdir’ sorusunu sormayı gerektirir.

Stratejiyi geniş anlamıyla, büyük (genel) strateji olarak ele aldığımızda sürece dahil edeceğimiz stratejist(ler) ile dar anlamda askeri stratejiden söz ederken referans vereceğimiz stratejist(ler) farklıdır. Stratejist kelimesi stratejik çalışmalar kapsamında stratejik teori ile ilgilenen akademik kişilileri içerse de, bu stratejistler teorik çalışmaları neticesinde ortaya çıkan sonuçları yayınlamak suretiyle ya da belirli durumlarda karar vericilere ya da uygulayıcılara doğrudan tavsiyeler vererek stratejiye katkıda bulunabilirlar. Fakat, bu onları kelimenin çağrıştırdığı ilk anlamıyla stratejist yapmaz. Çünkü bu kapsamda ele alındığında stratejist, hem planlama bağlamında stratejiyi yapan hem de karar verme ve hayata geçirme anlamında uygulayan kişidir. Bu durumda genel olarak her devlette, hükümet başkanları son karar verici merci olarak öne çıkmakla birlikte, sürece savunma ve dışişleri bakanları ile ulusal güvenlik konseyi gibi yapılar da dahil olmaktadır. Fakat dar anlamda, operasyonel olarak stratejiyi yapmaktan yani eylemden söz ettiğimizde, daha çok bir askeri araçtan söz ediyoruz demektir. Bu noktada karşımıza geniş ve dar anlamıyla strateji arasındaki farklılıkların ortaya çıkması, takip eden derslerde büyük strateji ve askeri strateji konularının ayrı ayrı ele alınmasını gerektirmektedir.

Tartışma Soruları

  • Colin Gray, ‘Strateji, siyasal amaç ile askeri gücü birbirine bağlayan köprüdür.’ sözü ile ifade etmek istemiştir?
  • Dar anlamda strateji ile geniş anlamda strateji arasındaki farklar nelerdir?
  • Stratejinin unsurları nelerdir, neler olmalıdır?
  • Strateji neden önemlidir?
  • Stratejiyi kimler yapar ve uygular?
Bu İçeriği Paylaşın

Ders İçeriği

2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work