NATO 1991 yılından itibaren her on yılda bir yeni bir Stratejik Konsept yayımlamaktadır. Son yayımladığı 2010 Stratejik Konseptinden bu yana Rusya, Çin, Avrupa Atlantik bölgesi, Afrika ve Orta Doğu ile aynı zamanda siber alan ve iklim değişikliği konularında önemli gelişmeler yaşanmış, NATO bu tür küresel, birbirine bağlı ve ulusları aşan geleneksel olmayan güvenlik tehditleri ve sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu çerçevede terörizmden siber tehditlere, enerji savunmasızlığı ve bağımlılığından iklim değişikliği ve COVID-19 gibi pandemilerin müttefiklerin güvenliği üzerindeki etkilerine kadar uzanan geniş bir güvenlik sorunları yelpazesinden bahsedilebilir. Bu tür stratejik değişimler, karmaşık güvenlik ortamları ve sorunlara karşı ittifakı daha rekabetçi bir dünyaya hazırlamanın gerekliliği, NATO için yeni bir rehber niteliğindeki 2022 Stratejik Konseptine ihtiyacı kaçınılmaz kılmıştır.
2022 Stratejik Konseptinde de vurgulandığı üzere, NATO’nun gündeminde yer alan konular, iklim değişikliğinin tehdit çarpanı olmasından, Avrupa Atlantik bölgesinde barışın hâkim olmamasına, teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan siber sorunlardan terörizme ve Afrika ve Orta Doğu’daki çatışma, kırılganlık ve istikrarsızlığın müttefiklerin güvenliğine tehdit oluşturmasına kadar uzanmaktadır. Bu çerçevede, 2022 yılında NATO’nun karşılaştığı sorunlar ve bir uluslararası örgüt olarak NATO’nun rolünün önemini bir kez daha vurgulayan konular, genel olarak altı başlık altında özetlenebilir; (1) NATO’nun uzun vadeli caydırıcılığının ve savunmanın güçlendirilmesi, (2) Ukrayna’ya sürdürülebilir destek, (3) NATO’nun 2022 Stratejik Konsepti başlangıç, (4) Ortaklıkları güçlendirme ve Açık Kapı politikası, (5) Her yönden gelen tehdit ve zorluklara uyum sağlamak, (6) Transatlantik birlik ve ittifak dayanışması.
Bu çerçevede, NATO’nun gündeminde yer alan en temel konunun Rusya-Ukrayna Savaşı ve bu savaştan kaynaklanan sorunlar olduğu ortadadır. Bunun dışında NATO’nun gündeminde geniş ölçekte yer alan bir diğer konu ise, genel anlamda her yönden gelen tehdit ve sorunlardır. Bunlar arasında terörizm, siber saldırılar, Çin’in zorlayıcı politikaları, yıkıcı teknolojiler ve iklim değişikliğinin güvenliğe etkisi yer almaktadır. NATO’nun güvenliğe bu geniş yaklaşımının temelinde yatan en önemli unsurlardan birisi ise, bireysel ve kolektif dirençliliğin geliştirilmesi ve sürdürülmesidir. Bu çerçevede, NATO iklim değişikliği, insan güvenliği ile ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ gündemini tüm çalışma alanlarına entegre etmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeyi hedefleri arasına almıştır. Özellikle, güçlü bir ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ ajandası oluşturmaya çalışan NATO, toplumsal cinsiyet yaklaşımını üç temel görev alanına (caydırıcılık ve savunma, kriz engelleme ve yönetme, ortak güvenlik) ve siyasi ve askeri yapılarına entegre etmeye çalışmaktadır.
NATO’nun Kadın, Barış ve Güvenlik konusundaki çalışmaları bağlamında ilk politikası, müttefikler ve Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi’ndeki (EAPC) ortaklar tarafından 2007’de geliştirilmiştir. NATO’nun, Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı kararını benimsemesi kadının barış ve güvenlik ile ilişkilendirilmesi açısından attığı en temel adımlardan birisi olmuştur. ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ ajandasının NATO gündeminde yer alması, müttefik devletleri kadın aktörlerin güvenlik ve barış süreçlerinde kurbanlar, görevliler, savaşçılar, bakıcılar, muhbirler ya da aktivistler gibi farklı rollerini düşündürmesiyle bir dönüm noktası olmuştur. 2012 yılında, Genel Sekreter Kadın, Barış ve Güvenlik Özel Temsilcisi pozisyonu oluşturulmuştur. 2018 yılında ise, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları entegrasyon, kapsayıcılık ve bütünlük ilkelerini getiren, gözden geçirilmiş ‘Kadın, Barış ve Güvenlik Politikası’ belgesini onaylamıştır. Kadın, Barış ve Güvenlik ile ilgili NATO 2021-2025 Eylem Planı, Ekim 2021’de NATO Savunma Bakanları tarafından kabul edilmiştir. Bu plan ile kadın ve toplumsal cinsiyetin NATO’nun tüm görevlerine, iş birliği süreçlerine ve politikalarına entegre edilmesine vurgu yapılmıştır. 2022 Stratejik Konsepti ise, yeniden ‘Kadın, Barış ve Güvenlik Gündemi’nin NATO’nun temel görevlerine entegre edilmesi noktasında önemini vurgulamış ve NATO değerlerinin bir yansıması olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilerletilmeye devam edeceğini belirtmiştir.
Toplumsal cinsiyetin entegrasyonu ve kadınların NATO’nun çalışmalarının tüm yönlerine dahil edilmesi, barış ve güvenliğin başarısında önemli bir faktördür. Bu bağlamda, NATO’nun Kadın, Barış ve Güvenlik konusundaki çalışmalarına rehberlik eden üç ilkesi vardır: entegrasyon, kapsayıcılık ve bütünlük. Bu bağlamda, cinsiyet eşitliği NATO politika ve projelerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmekte, operasyonel etkinliği artırmak için kadınların NATO genelinde ve ulusal kuvvetlerde temsil edilmesinin önemi vurgulanmakta ve uluslararası askeri ve sivil çalışanlar içerisinde kadınların görevlere katılımının artırılmasına çaba gösterilmektedir. Bu temel ilkeler, ‘Kadın, Barış ve Güvenlik Gündemi’ndeki taahhütlerinin gerçekleştirilmesinin yanı sıra, barış ve istikrarın geliştirilmesine desteğiyle NATO 2030 hedeflerinin geliştirilmesine de katkıda bulunacaktır.
Kadın, Barış ve Güvenlik konusu, NATO gündeminde geniş şekilde yer aldığı gibi, görevleri içerisinde de sürdürülebilir nitelikte gelişmektedir. Örneğin, NATO’nun Afganistan’daki müdahalesi çerçevesinde Kadın, Barış ve Güvenlik gündemi, Kadın Katılım Ekipleri ve Toplumsal Cinsiyet Danışmanları aracılığıyla operasyonel etkinliği artırmaya yönelik bir araç olarak değerlendirilmektedir. NATO, Kadın, Barış ve Güvenlik gündemine her fırsatta yer vermeye çalışmakta, politikaların geliştirilmesi ve oluşturulması için çaba sarf etmektedir. Diğer yandan, politika yapımında gösterilen bu çabanın pratikte de aynı seviyede ilerleme göstermesi önemlidir.
2022 yılında uluslararası sistemdeki gelişmelere bağlı olarak NATO’nun gündemi yoğun bir dönüşümden geçmiştir. Bu süreçte NATO bir yandan uluslararası güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik adımlar atarken, diğer yandan ‘kadın, barış ve güvenlik’ gibi gündemlerini korumaya ve geliştirmeye önem vermiştir. NATO’nun özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını başarılı kılmak için güvenlik sektörünün yanı sıra, siyasi, kültürel ve sosyolojik faktörleri de değerlendirerek çalışmalarını yürütmesi gerektiği görülmektedir. NATO 2030 çalışmaları da bu faktörleri göz önünde bulundurularak Kadın, Barış ve Güvenlik gündemini çalışmalarının bir parçası haline getirmiştir.
2022 Madrid Zirvesi sonrasında NATO’nun 2007 yılından beri üzerinde çalıştığı ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ gündemi, ittifakın temel metnine dahil edilmiştir. Toplumsal cinsiyet ve güvenlik alt teması bağlamında 2022’nin en önemli gelişmelerinden biri bu olmuştur. Bu gelişme, ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ gündeminin NATO’nun en üst düzeydeki tüm misyonlarına entegrasyonunu, kapsayıcılığını ve bütünlüğünü sağlayacaktır. Bu ilkeler çerçevesinde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin NATO politikalarının, projelerinin ve operasyonlarının ayrılmaz bir parçası haline getirilmesi, kadınların hem sivil hem de askeri alandaki rollerinin artırılması, cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir dilin benimsenmesi ve kadın ve erkeklere adil ve eşit muamele yapılmasını sağlamak için eğitim ve cinsel sömürü ve istismarın önlenmesi ile gerektiğinde bunlara müdahale edilmesi gibi politikaların geliştirilmesi amaçlanmaktadır (Akgül-Açıkmeşe ve Kaya-Sönmez, 2022).