Secopedia

Ders 02. Savaş, Göç ve Güvenlik

Bu İçeriği Paylaşın

Savaş, insan güvenliği üzerinde derin ve geniş kapsamlı etkileri olabilen, yıkıcı ve tahrip edici bir olgudur. İnsani güvenlik, fiziksel bütünlük, ekonomik refah, sağlık ve temel hakların korunması gibi geniş bir alanı kapsar. Savaş dönemlerinde insan güvenliğinin farklı yönleri genellikle tehdit altındadır ve bu da karmaşık zorluklara ve zorunluluklara yol açar. Silahlı çatışmaların yıkıcı etkisi çoğu zaman insanları evlerini terk etmeye zorlayarak, mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin kitlesel hareketlerine yol açar.

Savaş sırasında göçü tetikleyen faktörler çok yönlüdür ve genellikle birbiriyle bağlantılıdır. Bunlar arasında şiddet, zulüm, evlerin ve geçim kaynaklarının tahrip edilmesi, temel hizmetlerin eksikliği ile kanun ve düzenin bozulması ilk dikkati çekenlerdir. Günümüzde savaşlar genellikle mülteci akınlarına yol açmakta ve bireyler komşu ülkelere ve hatta uzak bölgelere sığınma arayışına girmektedirler. Bu türden nüfus hareketlilikleri ev sahibi ülkelerin kaynaklarını ve altyapısını zorlayabilmektedir.

Savaş bir yandan bireyleri göç etmeye zorlarken, diğer yandan göç eden bireylerin insan güvenliğine tehdit oluşturan önemli bir unsur olarak da ortaya çıkmaktadır. Nitekim göçmenler savaşın ortasında ortaya çıkan farklı türde şiddet uygulamalarına karşı özellikle savunmasızdırlar. Ayrıca, evinden kaçmanın yarattığı stres, sevdiklerini kaybetme ve geleceğin belirsizliği, gibi unsurlar, göçmenlerin yaşadığı psikolojik sıkıntıları artırarak travmalara sebep olmaktadır. Öte yandan göç genellikle geçim kaynaklarının kaybına yol açarak ekonomik istikrarı da bozmaktadır. Göçmenler iş bulmakta ve temel ihtiyaç maddelerine erişimde zorluklarla karşılaşabilmekte, bu da kırılganlıklarını artırmaktadır. Özellikle uygun belgeleri veya sığınma statüsü olmayan göçmenler, sınır dışı edilme, alıkonulma veya istismar edilme riski de dâhil olmak üzere çok sayıda yasal veya yasa dışı sorunla karşı karşıya kalabilmektedirler.(Purkayastha, 2018).

Diğer yandan, mülteciler savaş ve çatışmadan kaçarken göçleri sırasında birçok insan haklarının ihlaline de maruz kalabilmektedirler. Örneğin bulaşıcı hastalıklar, yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişilememesi ile farklı gruplardan şiddet görme, transit ülkelerde ve hedef ülkelerinde uzun süre bekletilme, hareket özgürlüğünün veya çalışma hakkının kısıtlanması dahil olmak üzere farklı kişisel güvenlik tehditleriyle mücadele etmek zorun kalmaktadırlar. Bu tür tehditler özellikle zorunlu göçmenler, düzensiz göçmenler, kadınlar ve çocuklar ile diğer savunmasız gruplar için ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Örneğin cinsel istismar, özellikle kamplarda yaşayan ve “barış güçleri, insani yardım çalışanları ve hatta orada kendilerine bakım sağlayan kişiler tarafından” genç kadınlara uygulanabilen yaygın bir deneyimdir (Kirk ve Taylor 2007). UNHCR ve Save the Children-UK’nin sponsorluğunda Gine, Liberya ve Sierra Leone’deki mülteci çocuklara yönelik cinsel şiddete odaklanan bir araştırma, kamplardaki çocukları en sık istismar edenlerin, bu kişilere yardım için görevlendirilenler arasından çıktığını ortaya koymuştur (Vietti ve Scribner, 2013).

Savaşa bağlı göçün hem ev sahibi ülke hem de menşe ülke üzerinde ekonomik ve sosyal etkileri olmaktadır. Ev sahibi ülkeler, yerinden edilmiş nüfuslara sağlık, eğitim ve istihdam olanakları sağlama konusunda zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu durum hem göçmenlerin hem de ev sahibi toplulukların ekonomik ve sosyal güvenliğini etkilemektedir. Menşe ülkeler ise vasıflı işgücü ve toplumun üretken üyelerinde kayıp yaşamaktadır. Öte yandan, mültecilerin ve göçmenlerin sınır ötesi hareketi hem ev sahibi ülkeler hem de menşe ülkeler için güvenlik endişelerine yol açmaktadır. Ev sahibi ülkeler, insan akışını yönetmek için sıklıkla sınır güvenliği önlemleri uygulamakta, bu da sıklıkla ülkeler arasında gerginliğe ve çatışmaya yol açabilmektedir (Ratha vd., 2011).

Savaş ve göç arasındaki ilişki, zorunlu yerinden edilmenin çok yönlü nedenleri ve sonuçlarıyla belirginleşen karmaşık bir ilişkidir. Savaşlar, bireylerin şiddet, zulüm ve topluluklarının yok edilmesi riskleri nedeniyle evlerini terk etmelerine neden olmaktadır. Savaşın yol açtığı göçün insan güvenliği üzerindeki etkileri derindir ve bu, durumdan etkilenenlerin fiziksel güvenliğini, psikolojik refahını, geçim kaynaklarını ve sağlığını etkilemektedir. Bu zorlukların ele alınması çatışmaların önlenmesi, sivillerin korunması, ekonomik iyileşme, sağlık hizmetleri, insan hakları ve sosyal kalkınma gibi çok yönlü bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu nedenle savaş dönemlerinde insan güvenliğinin sağlanması sadece ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda çatışma sonrası toplumlarda kalıcı barış ve sürdürülebilir kalkınma için gerekli temeldir.

Bunun yanı sıra, kadınlar ve çocuklar genellikle doğrudan şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, yerinden edilme ve ekonomik istikrarsızlığın kesişme noktasındadır. Çatışma ve yerinden edilme durumlarında kadınların özel ihtiyaçlarının ve kırılganlıklarının ele alınması sadece bir adalet meselesi değil, aynı zamanda etkilenen nüfusların refahı ve dayanıklılığı için de elzemdir. Bu zorlukların ele alınması, çatışmaların çözülmesi ve göçmen ve mültecilerin haklarının ve güvenliklerinin korunmasının teşvik edilmesi için uluslararası işbirliği, insani yardım ve diplomatik çabalar gerektirmektedir.

Ek Okumalar

  • Vietti, Francesca ve Todd Scribner, “Human Insecurity: Understanding International Migration from a Human Security Perspective”, Journal on Migration and Human Security, Cilt 1 (1), 2013, ss. 17-31.
  • Hampson, Fen Osler, “Human security”, Security Studies, Paul D. Williams, New York, Londra, Routledge, 2012, ss. 301-316.

Tartışma Soruları

  • Savaş ve göç arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • Savaş, savunmasız toplulukları nasıl etkilemektedir?
  • Savaş kaynaklı göç, hedef ülkede nasıl sorunlara sebep olmaktadır?

Kaynakça

Bu İçeriği Paylaşın

Ders İçeriği

2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work