Enerji güvenliği, ulusal ve uluslararası istikrar üzerinde geniş kapsamlı etkileri olan çok yönlü bir konudur. Bu bağlamda, NATO, enerji güvenliğiyle ilgili zorlukların ele alınmasında önemli rol oynamaktadır. NATO’nun enerji güvenliğindeki rolü ilk kez 2008 Bükreş Zirvesi’nde tanımlanmış ve o zamandan bu yana güçlendirilmiştir. 2008 Bükreş Zirvesi’nde, Müttefikler “NATO’nun Enerji Güvenliğindeki Rolü” başlıklı bir rapor üzerinde anlaşmaya varmışlardır. Bu raporda yol gösterici ilkeler belirlenmiş ve takip edecek yıllardaki faaliyetler için seçenekler ve tavsiyeler özetlenmiştir.
2010 Stratejik Konsepti, aynı yıl NATO karargâhında Gelişen Güvenlik Sorunları Birimi’nde bir Enerji Güvenliği Bölümünün oluşturulması ve 2012 yılında Litvanya’da NATO Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezinin kurulması NATO’nun enerji güvenliği konusundaki çalışmalarını destekleyen gelişmeler olmuşlardır.
Takip eden yıllarda da NATO enerji güvenliği konusunda çalışmalarını derinleştirmiştir. 2018 Brüksel Zirvesi’nde Müttefikler enerji güvenliğinin ortak güvenliklerinde oynadığı rolün önemini vurgulamışlar, Kasım 2019’da NATO’nun enerji güvenliğindeki rolünün pekiştirilmesine yönelik bir dizi tavsiye üzerinde mutabık kalmışlardır. Bu tavsiyeler arasında İttifak genelinde ordulara uygun yakıt tedarikinin nasıl sağlanacağı konusuna daha güçlü şekilde odaklanılması da yer almıştır. Mart 2021’de Müttefikler NATO’nun İklim Değişikliği ve Güvenlik Gündemini ve Haziran 2021’deki Brüksel Zirvesinde de bunu uygulamaya yönelik Eylem Planını onaylamışlardır. Bu Eylem Planı NATO’nun operasyonel etkinliğini korurken, askeri enerji verimliliğini artırma çabalarını güçlendirmek çerçevesinde tasarlanmıştır.
2022 Madrid Zirvesi’nde ise NATO, otoriter aktörlerin ve stratejik rakiplerin siber uzayda kötü niyetli faaliyetlerde bulundukları ve enerji kaynaklarını kullanarak ekonomik baskı uyguladıkları daha zorlu bir stratejik ortamda enerji güvenliğinin rolünü dikkate alan mevcut 2022 Stratejik Konseptini kabul etmiştir. Sonuç olarak, Müttefikler enerji güvenliklerini arttırmayı ve istikrarlı ve güvenilir enerji tedariklerine, tedarikçilerine ve kaynaklarına yatırım yapmayı kabul etmişlerdir.
2022 Stratejik Konseptinde Müttefikler, devletler ve devlet dışı aktörler tarafından siyasi, ekonomik, enerji ve diğer hibrit tehditlerin zorlayıcı kullanımına karşı hazırlıklı olma, caydırma ve savunma kabiliyetlerine yatırım yapma konusunda da mutabık kalmışlardır. Ayrıca, Madrid Zirvesi’nde Müttefikler enerji güvenliklerini güçlendireceklerini ve askeri güçlerine güvenilir enerji tedariki sağlayacaklarını beyan etmişlerdir.
Vilnius’ta düzenlenen 2023 NATO Zirvesi’nde ise Müttefikler, NATO’nun kritik enerji altyapısının korunmasında ulusal makamları destekleme kapasitesini geliştirme konusunda mutabık kalmışlardır. Rusya tarafından kasıtlı olarak şiddetlendirilen enerji krizi ışığında Müttefikler askeri güçlerine güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir enerji tedariki sağlama taahhütlerini bir kez daha teyit etmişlerdir.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol Enerji Güvenliği konusunda görüşmüştür. (AA Energy, 2022)
NATO bir enerji kurumu olmamakla birlikte, enerji alanındaki gelişmeler uluslararası güvenlik ortamını etkilemekte ve Müttefikler için geniş kapsamlı güvenlik sonuçları doğurabilmektedir. Küresel enerji dönüşümü göz önüne alındığında, istikrarlı ve güvenilir enerji arzı, güzergahların, tedarikçilerin ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve enerji ağlarının birbirine bağlanabilirliği siyasi ve ekonomik baskılara karşı dayanıklılığın artırılması açısından önem taşımaktadır.
Tüm ülkeler enerji güvenlikleri için enerji altyapısına güvenmektedir. Buna karşılık enerji altyapıları, özellikle çatışma bölgelerinde en hassas varlıklardan biridir. Altyapı ağları sınırların ötesine uzandığından, düşman devletler, teröristler veya diğer kötü niyetli aktörler tarafından karmaşık enerji altyapılarına yapılan saldırılar tüm bölgeleri etkileyebilir. Elektrik küresel enerji dönüşümünün anahtarı olduğundan, enerji altyapısı güvenliği, enerji güvenliğinin temel taşı haline gelmiştir. Bu nedenle, NATO, enerji altyapısının korunmasını destekleme konusundaki yetkinliğini özellikle eğitim ve tatbikatlar yoluyla artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca NATO, çoğu önemli enerji üreticisi veya transit ülke olan ortak ülkeleriyle, diğer uluslararası kuruluşlarla ve özel sektörle eğitimler ve tatbikatlar düzenlemekte ve iyi uygulamaları paylaşmaktadır. Örneğin, NATO’nun İstanbul İşbirliği Girişimi (ICI) Bölgesel Merkezi 2018 yılından beri kritik enerji altyapısının korunması konusunda bir eğitim kursuna ev sahipliği yapmaktadır.
NATO enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesini teşvik eden, kritik altyapıyı koruyan ve enerji verimliliğini artıran politikalar ve girişimler geliştirerek üye devletlerin güvenliğine ve dayanıklılığına katkıda bulunan önemli bir uluslararası örgüttür. İttifakın enerji güvenliğini diğer uluslararası kuruluşlar ve ülkelerle birlikte ele alma konusundaki işbirlikçi yaklaşımı ve kararlılığı, günümüz güvenlik ortamındaki önemini daha da vurgulamaktadır. Enerji güvenliği ulusal ve uluslararası istikrarın önemli bir unsuru olarak gelişmeye devam etmekte ve NATO genişleyen gündemini bu sorunlar çerçevesinde güncellemektedir. Yine de NATO’nun enerji güvenliğinin tek sağlayıcısı, hatta ana sağlayıcısı olmadığı akılda tutulmalıdır. Kritik altyapıların korunması gibi alanlarda yetki ve sorumluluk sahibi üye devletlerdir, NATO ise platformları ve programları aracılığıyla bu konuda üyelerine ve ortak ülkelere destek sağlamaktadır.