Enerji güvenliği, ekonomik istikrar ve jeopolitik dinamikler üzerinde etkileri olan ulusal ve uluslararası güvenliğin kritik bir bileşenidir. Enerji kaynakları modern toplumların giderek daha fazla ayrılmaz parçası haline geldikçe, NATO ile AB arasında enerji güvenliği konusundaki işbirliği de önem kazanmıştır.
Geleneksel olarak kolektif savunma ve askeri güvenliğe odaklanan NATO, nispeten erken dönemde enerji güvenliğinin stratejik öneminin farkına varmıştır. Enerji modern askeri operasyonlarda çok önemli bir rol oynamaktadır ve askeri varlıkların enerji kaynaklarına bağımlılığı NATO’nun misyonuyla yakından ilgilidir. NATO içinde enerji güvenliği, askeri faaliyetler için enerji kaynaklarının mevcudiyetinin ve dayanıklılığının güvence altına alınmasını ve kritik enerji altyapısının korunmasının sağlanmasını içermektedir. Son yıllarda NATO enerji güvenliğini stratejik çerçevesine de dahil etmiştir. İttifak jeopolitik gerginlikler, siber saldırılar veya doğal afetler gibi enerji arzı kesintileriyle ilgili risklerin de farkında olduğunu ifade etmektedir. NATO üyesi ülkeler, bu zorlukların üstesinden gelmek için enerji verimliliğini arttırmak, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve enerji altyapısının korunmasını iyileştirmek için çalışmaktadırlar.
Avrupa Birliği de sürdürülebilirlik, çeşitlendirme ve dayanıklılığa vurgu yapan kapsamlı bir enerji politikası geliştirme konusunda önemli adımlar atmıştır. AB, enerji güvenliğinin üye ülkelerin istikrarı ve ekonomik refahı için elzem olduğunu kabul etmektedir. AB’nin enerji politikası, dış enerji tedarikçilerine bağımlılığı azaltmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmeyi ve enerji tüketiminde verimliliği artırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca AB, üye devletler arasında bölgesel enerji işbirliğini teşvik etmektedir. Enerji Birliği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi girişimler tek bir Avrupa enerji pazarı kurmayı, altyapı bağlantılarını geliştirmeyi ve üye ülkeler arasında enerji dayanışması için mekanizmalar oluşturmayı amaçlamaktadır.
Enerji güvenliği konusunda NATO ve AB arasındaki ortaklığın temelinde istikrar ve dayanıklılığın korunmasına yönelik ortak hedefler yatmaktadır. NATO ve AB, enerji güvenliğinin sadece ulusal bir mesele olmadığını, Avrupa’nın ve ötesinin kolektif güvenliği üzerinde etkileri olduğunu kabul etmektedir. Bu kabulden hareketler enerji güvenliği konusunda NATO ve AB arasındaki işbirliği bilgi paylaşımı, eşgüdümlü tatbikatlar ve politikaların uyumlaştırılmasını içermektedir. Bu ortaklık askeri ve sivil enerji altyapılarının birbirine bağlı ve karşılıklı bağımlı olduğunu kabul etmektedir. Kritik enerji altyapısının korunması, tedarik zincirlerinin güvence altına alınması ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi hem askeri hem de sivil sektörlere fayda sağlamaktadır.
2023 yılında, NATO ve Avrupa Birliği, NATO-AB Kritik Altyapıların Dayanıklılığı Görev Gücü tarafından hazırlanan Nihai Değerlendirme Raporunu yayınlamıştır. Görev Gücü, mevcut güvenlik sorunlarını ve enerji, ulaştırma, dijital altyapı ve uzay alanlarında dayanıklılığın özel önemini ortaya koymaya odaklanmıştır. Bunun yanı sıra, Dayanıklılık Konusunda Yapılandırılmış Diyalog ve Askeri Hareketlilik Konusunda Yapılandırılmış Diyalogun güçlendirilmesi ve NATO’nun uluslararası askeri personeli ile AB askeri personeli arasında olduğu gibi siber, uzay, denizcilik ve enerji konularında mevcut işbirliğinin genişletilmesi amacıyla;
a) Her bir kuruluşun kullanabileceği ilgili araç ve süreçlere ilişkin anlayışın derinleştirilmesi
b) Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırı savaşından kritik altyapının dayanıklılığına ilişkin gözlemlerin analiz edilmesi
c) İlgili tedarik zincirlerinin, enerji dönüşümünün ve yeni teknolojilerin kritik altyapının güvenliği üzerindeki etkilerinin daha derinlemesine analiz edilmesi ve değerlendirilmesi konularında NATO ve AB arasında iş birliğinin inşasının gerekliliği vurgulanmıştır.
Modern toplumların ve ekonomilerin istikrarı ayrılmaz bir şekilde güvenilir enerji tedarikine bağlı olduğundan, enerji güvenliği hem NATO hem de AB için merkezi bir konu haline gelmiştir. Enerji güvenliği konusunda NATO ve AB arasındaki ortaklık, askeri ve sivil enerji ihtiyaçları arasındaki karşılıklı etkileşimin, küresel enerji tedarik zincirlerinin doğasında var olan kırılganlıkların ve enerji esnekliğini sağlama konusundaki ortak sorumluluğun kabul edildiğini göstermektedir. NATO ve AB enerji güvenliği konusunda işbirliği yapmaya devam ederken, kolektif güvenlik ve istikrarın geleneksel savunmadan daha fazlasını kapsadığı anlayışını da pekiştirmektedirler. Enerji altyapısının korunması, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve sürdürülebilirliğin teşvik edilmesi modern güvenlik politikalarının temel bileşenleridir. NATO ve AB birlikte çalışarak ortak enerji güvenliklerini geliştirmekte ve değişen jeopolitik dinamikler ile 21. yüzyılın zorlukları karşısında dayanıklılıklarını güçlendirmektedirler.